Kader ve Tercihlerimiz

Yaşam yolculuğunda tercihlerimiz ve seçimlerimiz kaderimizi biçimlendiriyor. Ailemin isteksizliğine rağmen kazanmış olduğum Meslek Lisesinde öğrencilik hayatıma başlamıştım. Ancak sadece öğrencilik yapmıyordum. Okuldan sonra köye gidiyor çobanlık yapmaya devam ediyordum. Velim okulumuzun müdür yardımcısı olduğu için üzerimde müthiş bir sorumluluk vardı. Her hareketim kontrollüydü. Gaz lambasının ışığında gecenin geç saatlerine kadar ders çalışıyordum. İlk dönemden itibaren parlak bir öğrenci olmayı başarmıştım. Her şey yolunda gidiyordu. Ancak ailemin okula gidişim nedeniyle rahatsızlığı devam ediyordu. Onlar için işgücü kaybı olmuştu. Okumamış olsaydım daha çok tarlada çalışma zamanım olacaktı. Köyde benim okula gidişime en çok sevinen Hatice teyzeydi. Ondan başkası okulumu, derslerimi, öğretmenlerimi hiç sormuyordu. Olsun ben bu duruma alışmıştım. Beni etkilemiyordu. Tam tersine bende daha güçlü ve büyük bir hırs duygusu oluşturuyordu. Ben çok küçük yaşta öğrenmiştim “hayatın affetmez olduğunu” hayatımı kazanmak için tek kurtuluşum olarak gördüğüm şey okulumdu. Ancak okursam sevmediğim çiftçilik işinden ve köyden kurtulacaktım.

Bir sınıfın ilk haftasında rehberlik öğretmenime Ankara’da Hangi üniversiteye gidebilirim diye sormuştum. O da bana gülerek dur bakalım daha bir sınıfa yeni başladın son sınıfa geldiğinde konuşuruz bunları dedi. Sabırlı ol ancak çok çalış o zaman seçenekleri fazla olur Mustafa diyerek benim yol harita mı çizmişti. Sabırlı olmak ve çok çalışmak. Başarılı olmak. Benim Kurtuluş için başarısız olmak gibi bir şansım yoktu. Benim için tek yol vardı. Kazanmak, başarmak. Bunun içine ne yapmam gerekiyorsa yapmak. Benim seçimim tercihim belliydi.

Kazanan Alır

 Billie Jean King diyor ki; Şampiyonlar kaybetmekten korkar. Diğerleri ise kazanmaktan. Lütfen durun ve bu sözü biraz düşünün. Ne kadar haklı ve geçerliliği olan bir söz olduğunu görecek, duyacak ve hissedeceksiniz. Hayatımızda en güçlü kelimenin “BAŞARISIZLIK” olduğunu biliyor musunuz?

Profesyonel Koçluk hayatımda “başarısız olmaktan” korkan kişiler kadar “başarılı olmaktan” korkan kişilerle de çalışma fırsatı buldum. Evet yanlış okumadınız. “Başarmaktan” korkan insanların sayısı da küçümsenmeyecek kadar çok değil, iki davranış kalıbı arasında sadece görünür düzeyde değil, bilinçaltı düzeyde oldukça büyük farklılıklar var. Her ikisine de sadece birer “korku” diye bakamazsınız.  Aradaki fark beynini kullanan grup ile beyni tarafından kullanılan gruplar ortaya çıkarıyor.

Zihni yönetmenin öğrenilebilen bir beceri olduğunu artık anlamış bulunuyorsunuz. Hayatta “kazananlar” zihinlerini yönetmeyi öğrenenlerdir. Yani zihinleri onları değil, onlar zihinlerini yönetir. Negatif düşünceleriniz size başarıyı etmediğinizi söyleyebilir. Çocukluktan gelen ve öz değerinizi yıkan inanlarınız olabilir. Başarıyı hak ettiğinize inanmazsınız kaybetmeyi garantilersiniz.

Tekrar altını çizmek istiyorum: İpler zihninizin de değil, sizin elinizde. Düşüncelerimizi değiştirme ve hayatta daha başarılı olma gücü, bizim elimizdedir. Hayatta pozitif sonuçlar elde etmemiz, korkularımızı ve negatif düşüncelerimizi aşmamıza bağlıdır.

Birçok kişinin hayatta İstediklerinin amaç ve hayallerinin peşinden gitmediğini, zamanının çoğunu başarısızlıklarına ve kaybettiği fırsatlara (“şöyle yapmalıydım”, “şunu yapabilirdim” vb.)  Söylenerek geçirdiğini söylemek abartılı olmaz. Hayattaki tüm başarılarımızda Tıpkı başarısızlıklarımız gibi düşüncelerimizin bir sonucudur.

Çoğu zaman, yaptığımız şeyler hakkında negatif yorumlarda bulunan iç sesimizi dinleyerek başarısızlıklarımıza odaklanırız. Bizi eya İçinde bulunduğumuz şartları sürekli eleştiren ailemize ve arkadaşlarımıza tahammül edemediğimizi düşünürken asıl Eleştirinin kendimizden geldiğini görmeyiz.

Yaşamınız boyunca tanıdığınız, büyük hayalleri ve hedefleri olan kişilere ne oldu?

Kötümser kişiler de aynı düşünce gücüne sahiptir. İyimser kişiler “Günün Birinde ….…  Yapacağım” veya “........  Olacağım” türünden ifadeler kullanıp, enerjilerini ve zamanlarını bu hayallerini gerçekleştirmeye adarken, kötümser kişiler tüm enerjilerini negatif düşüncelerine verir. Negatif sonuçlarda pozitif Sonuçlar da düşüncelerimizin ve hayal gücümüzün ürünüdür. Her iki tür düşünce ve sonunda “kendini doğrulayan kehanet” lere dönüşür.”

İyimserlik ve kötümserlik çok güçlü etkenlerdir. Başarı veya başarısızlık beklentimizin yaşadıklarımızı nasıl etkilediğini Hepimiz bir elden deneyimlerimizle biliyoruz. İyimser ve kötümser düşüncelerimiz “dalga etkisi” yaratır. Güzel şeyler olmasını beklediğimizde zihnimiz sürekli bizi başarıya ulaştırabilecek tesadüfleri arar, kötümser kişi ise bu fırsatlara “gözünü kapatır.” Şu bilgi ilginizi çekebilir: “kötümserlik” Latince “en kötüsü” anlamına gelen pessimus kelimesinden türemiştir. Negatif bir sonuca odaklandığımızda, düşünce- duygu- davranış mekanizmasıyla zihnimiz bizi o sonuca yönlendirir. Kaçınılmaz son.

İyimserlik ve kötümserlik üzerine yapılan araştırmalara göre, iyimserler güzel şeyler olmasını bekler ve iyi şeyler olacağına inanırlar; kötümserlerse kötü sonuçlar bekler ve kötü şeyler olacağına inanırlar.

Bu alanda devam eden çalışmalar, iyimserliğin neredeyse her zaman;

  • Mutluluk
  • Hedefe / hayale ulaşma,
  • Azim,
  • Başarının hazzı,
  • Sağlıklı olma ile sonuçlandığını;

Kötümserliğin ise genellikle;

  • Mutsuzluk,
  • Sorunlarla mücadele etmekte isteksizlik,
  • Sağlığın kötüye gitmesi,
  • Mazeretler ve mazeretlerin haklılığı,
  • Başkalarını suçlama eğilimi ile son bulduğunu gösteriyor. 

Sizin seçiminiz ne? Siz kendinizi bir iyimser mi olarak tanımlıyorsunuz? Yoksa tam da bir kötümser mi? Bu konu üzerinde Kendi içsel gerçekliğinize uygun olarak cevap verin. Ancak o zaman “kazanan” olursunuz.

Burada belirleyici olan, düşünce ve hissetme biçimimiz, yani “tutumumuzdur.” Bir şeyi pozitif mi yoksa negatif mi olarak nitelendirebileceğimizi tutumlarımız belirler. Tutumlarımızı değiştirmek bizim elimizde olduğuna göre,  negatif düşünce biçimimizi değiştirerek hayatta daha başarılı olmamız da mümkün demektir. Birçok insanın inanmayı tercih ettiği hayat oyununda çaresiz değiliz. 

Hepimizin iyi düşünceleri, kötü düşünceleri, sizi sınırlayan ve kendimizden emin olmamızı sağlayan düşünceleri var. Hayatta sevdiğimiz her şey düşüncelerimizden doğduğu gibi, nefret ettiğimiz her şey de düşüncelerimizden doğar.

Medyada sürekli olarak boşa harcanan şeylerden söz ediliyor. Bizi yönetenler beyanatlarında boşa harcanan şeyler bahsedip ve bunun üstesinden nasıl geleceklerini tartışıyorlar. Oysa en çok boşa harcadığımız şey, kendi hayatımızdır. Düşüncelerimizi değiştirene kadar hep aynı rutini tekrarlayıp dururuz ve harekete geçemeyiz.

Ben inanıyorum ki bugün harika bir şey olacak iyimserlik döngüsünü güçlendirmek için bu cümle kalıbını tekrar edin. Yazın. Söyleyin. Kelimelerin gücünü hayatınıza dahil edin. Kullanın. 

Basında Dap