BAŞARI OYUNUNUN KURALLARI

Olayların kendisinin mutlaka, kötü ya da iyi olması gerekmez. Bizim onlara verdiğimiz yanıt iyi ya da kötüdür.

Bir bilim adamının tıp konusunda yeni ve çok önemli buluşları olmuştu. Kendisi ile röportaj yapan gazeteci sordu;

“Ortalama bir insandan nasıl daha yaratıcı bir insan olduğunuzu anlatır mısınız bize?” Bilim adamı “iki yaşındayken annemin yaşadığı bir deneyim nedeniyle ”diye yanıtladı gazeteciyi. Sonra açıkladı; bir gün;

“Buzdolabından süt şişesini almaya çalışırken, şişe elimden kayıp yere düşmüş ve ortalık süt gölüne dönmüştü. Annem mutfağa geldiğinde, bana bağırmak, söylenmek ya da cezalandırmak yerine “Ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş şimdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?” Dedi. Ben de eğilip oynadım yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annem, “Böyle bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve her şeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyor musun? Bunu nasıl yapmak istersin? Bir sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bez mi? Hangisini istersin? Dedi. Ben süngeri seçtim ve birlikte yere dökülen sütü temizledik.”

Daha sonra annem bana doğru bakarak biliyor musun…….

Başarı ve başarı oyununun kuralları; biliyorsunuz ki her insan özel olarak yaratılmıştır. Hepimiz bizden başka hiç kimsenin bir benzerini daha yaratamayacağı olağanüstü bir eser ortaya koyma potansiyeline sahibiz. Hayatımızda istediğimiz çok özel şeyler yapabiliriz.

Bilmeniz gereken tek şey; hepimiz herkeste aynı kuralların mevcut olduğu bir oyundayız. Bu oyunun kurallarını sevseniz de sevmeseniz de, işinize gelse de gelmese de, bilseniz de bilmeseniz de sizin tüm sonuçlarınızı etkiliyor. 

İsterseniz başarı oyununun kurallarını bilir ve onlarla uyum içinde sonuca kolaylıkla gidersiniz.. Ya da sürekli olarak onlarla hiçbir zaman kazanamayacağınız bir mücadeleye girersiniz.. Fiziksel kuralları (yerçekimi, havanın genleşmesi, merkezkaç vb.) biliyoruz. Ancak tüm sistemimizin kontrolünü elinde bulunduran zihinsel kurallardan, sürekli taşıdığımız harika olan beynimizin çalışma kurallarından ne haber?

Burada sizlerle bilinçli zihnimiz ile tüm sistemin kontrolünü elinde bulunduran “Bilinç dşı zihnimizi” başarının oyununa göre kullanmayı göstereceğim.

Bilinçli zihnimiz; akıl ve mantık yürüttüğümüz ve bizlerin eğitimlerimizde (AT) olarak adlandırdığı zihindir. Sağ sol lob olmak üzere ikiye ayrılır. Sol lob gerçeklik, mantık analitik kısım ve dil merkezini oluşturur. Sağ lob ise; daha çok yaratıcılık ve kurgulamayla ilgilidir ve tüm bunların kontrol mekanizmasına sahip olan bilinç dışı zihindir. Her ne yapıyor olursanız olun bilinç dışı zihin ile uyum ve ahengi yakalayamamışsanız başarı beklentisi içine girmeyin. Bu konuda Konfüçyüs’ün şu sözünü sizinle paylaşmak isterim. “Sorgulanmayan yaşam yaşamaya değmez… Düşünmek beynin hastalığıdır.”

Zihnin işi, düşüncelerin üretilmesini sağlayarak dünyayı keşfederek olgunlaşma yolculuğuna devam etmektir. Bize her şeyi (faturalarımızı, geçmişimizi, gelecekte ki korkuları, deneyimleri) evirip çevirip getirir. Diğer insanları yargılar, şüpheler, endişeler, suçluluk, korku ya da sevinç, mutluluklar yaratır. Asla durmak bilmezmiş gibi görünür. Bu durum farkında olsak da olmasak da zihnimizin bizi ele geçirmesi ve kontrolü devralması demektir. Seçimler yapmak, hızlı ve doğru kararlar vermek ve olumlu düşünceleri bilinçdışı zihinle bütünleştirmek kolay değildir.

Hayatımız için başını kaldırıp bakacak olan kim? Ve bunun için doğru zaman ne zaman? 

Hayatımızın kontrolünü elinize almak için NLP’de sayısız teknik ve yöntemler mevcuttur. Mevcut durumlardan arzulanan hedeflere ulaşabilmek için bir dizi tekniklerden oluşan 21. yy başarı, bilim, sanat ve teknolojidir. Teknikleri burada sizlere vermemizin yararı olmaz. Tekniklerden maksimum düzeyde fayda sağlamak ve mükemmeli yakalamak için NLP yolculuğuna çıkmamız gerekir. Sizlere burada basit ancak etkili olarak kullanabileceğiniz bazı yöntemlerden bahsetmek istiyorum. 

  • Hızlı akan düşüncelerinizin hızını yavaşlatmaya başladığınızda kontrolü yavaş yavaş elinize almaya başlarsınız. Saatte 180 km hızla giden bir aracı kontrol etmek mi yoksa 100 km hızla giden bir aracı kontrol etmek mi daha kolay? Elbette 100 km hızla giden araç bizim kontrolümüz altında ve güvenlidir. Bunun için düşünme hızınızı düşürmek istiyorsanız yazarak düşünün. Yazma hızınız düşünme hızınızdan yavaştır. Böylece yazarken düşünceleriniz yavaşlamaya mecbur kalacak ve tüm satır arasındaki düşünceleri görme imkânı bulacaksınız. 
  • Düşüncelerinizde istediğiniz an “kesinti” yapabilirsiniz. Yani bir şey düşünmeden hayatı sadece seyretme ve hissetme. Durun ve zihninizden akan düşüncelerinize dışarıdan bakın. Ya da durun ve sadece dinleyin. Durun izleyin, durun ve hissedin, durun ve koklayın, durun ve onu avuçlarınızın içine alın yakalayın. Tüm temsil sistemlerinizi kullanın. Ancak bunları yaptığınızda sizin için bilinçli zihin düzeyinde seçimler yapmak kolaylaşır. Düşüncelerinizde istediğiniz an kesinti yapabilirseniz zihin denilen harikulade makinenin açma – kapama düğmesi sizde demektir.
  • Bilinçli zihnimiz aynı anda bir düşünce taşıyabilir. Örneğin aynı anda hem ”kar”ı, hem de “makine” kavramlarını düşünemez. Kavramlar birbiri ile ilintili olarak birbirlerini takip eder. Her an sadece ve sadece bir düşünce. Bu yönden bilinçli zihnimiz 7 - + 2 kavramı doğrultusunda çalışır. Yani her an her şeyin farkında olamayız. Bu durumda Bilinçdışı zihnimizin desteğine ihtiyacımız vardır.

 

 

Basında Dap