Sandalye Deyip Geçmeyin

Bir bilge önyargılı öğrencisiyle sohbet ederken, ona şu sözleri söyledi:

" Burada gördüğün sandalye hakkında gerçekten ne biliyorsun?

Bunun bir sandalye olduğunu ilk kimden duydun?
- Hatırlamıyorum, annem ve babam söylemişti galiba.

Bu sandalyenin ahşabını veren ağaç nerede yetişmiş, biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.

Bu ağacın odunu sandalye üretecek hale gelmesi kaç sene sürdü, biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.

Bu ağacın kim diktiğini biliyormusun?
- Hayır, bilmiyorum.

Peki sandalyeyi kimin ürettiğini biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.

Ya sandalyeyi buraya kim getirdi, biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.

Eğer sandalyeyi parçalara ayırırsak, bu iş daha da karmaşalaşır.

Ayrılmış parçaların görüntüsünden önceden ne olduğunu pek anlayamazsın.

O parçaları da ufaltırsak, talaş haline getirsek, biraz daha ufaltarak molekül ve atomlara indirsek, o zaman onun sandalye olduğunu hatırlar mısın?

- Hayır, anlamam.

Peki, bundan ne öğrendin?
- Aslında en önemli olanı görmediğimi farkediyorum.

Bu bilginin gözlüğüyle şimdi diğer insanlara ve hayata bakmaya başla ! "

Her nereye bakarsak bakalım, her bir şeye genel tek bir bakış açısından bakmaya meyilli olduğumuz söylenebilir.

Oysa bu sandalye örneğinde olduğu gibi biraz daha o tek düzen bakış açısından kopup, farklı algı pozisyonları almaya başlarsak, çok daha fazla yeni perspektifler ve anlayışlar kazanma fırsatımız olur, öyle değil mi ?

Muhteşem bir hafta dileklerimle,

Sevgiyle kalın...

Yazar: Aysel Çiçek

Mustafa Kılınç Şifreleri