Kalp Ve Aklın Düşmanı: Hareketsizlik

Yapılan araştırmalarda, egzersiz yapmanın yeni beyin hücresi oluşumunu ve diğer değişiklikleri tetikleyerek, beyin biçimini değiştirdiği tespit edilmişti. En son bulgulara göre ise, hareketsizlik de beyin biçimini farklı bir şekilde değiştirebiliyor. Fareler üzerinde yapı lan deneylerde, hareketsizlik bazı nöronların şeklini değiştiriyor. Bu yalnızca beyni değil, kalbi de etkiliyor. Bu veriler, hareketsiz yaşan tarzının zararlarını gözler önüne seriyor. 20 yıl öncesine kadar bilim adamları beynin yapısının yetişkinlikte tamamlandığını düşünüyordu. Ancak nörolojik araştırmalar, beynin hayat boyu şekillenmeye devam ettiğini gösterdi. Egzersizlerin de beyin yapısının değişiminde oldukça etkili olduğu görüldü. Hareketsizliğin beyin yapısını ne şekilde değiştirdiği ve sonuçlarının ne olabileceği pek fazla bilinmiyor. Comparative Neurology dergisinde yayımlanan son araştırmaya göre, Michigan'daki Wayne Devlet Üniversitesi Tıp Okulu'ndaki bilim adamları çok sayıda fareyi bir araya getirerek yeni bir deneye imza attılar. Yarısını döner tekerlekli kafeslere, diğer yarısını ise tekerleksiz kafeslere koyarak hareketsiz kalmalarını sağladılar. Yaklaşık üç ay sonra, beyindeki nefes alma ve diğer bilinç dışı eylemlerle ilgili kısmı (rostral ventrolateral medulla)belirlemek için bazı nöronları boyayan özel bir boya enjekte edildi. Rostral ventrolateral medulla, kan ile damar arasında kan basıncını kontrol eden sempatik sinir sistemini yönetir. Beynin bu kısmı ile ilgili bilimsel verilerin çoğu hayvanlar aracılığıyla elde edilmiş olsa da, aynı parçanın insan beyninde de var olduğu ve benzer şekilde çalıştığı bilinmektedir. Düzgün çalışan bir sempatik sinir sistemi, kan damarlarını genişletmeye ya da gerektiğinde daraltmaya, kanı ise akmaya yönlendirir. Fakat beyin ile hareket arasındaki ilişkiyi inceleyen son yapılan araştırmada gözlemci olarak görev alan Patrick Mueller'e göre duyarlı bir sempatik sinir sistemi problemlidir. Bilim adamları 12 hafta sonra farelerin beyinlerine baktıklarında, iki grup arasında, bazı nöronların şekilleri açısından gözle görülür bir fark tespit ettiler. Hayvanların beyinlerinin içini canlandıran bilgisayarlı, dijital bir program kullanan bilim adamları, koşan farelerin beyinlerindeki nöronların, çalışmanın başında olduğu gibi şekilli olduklarını gördüler. Fakat hareketsiz kalan farelerin beyinlerindeki nöronlarda fazla sayıda dokunaç benzeri dallar filizlenmeye başladı. Bu dallar nöronları sinir sistemine bağlıyor. Ancak hareketsiz farelerdeki nöronlarda daha çok sayıda dal oluşmuştu ve bu durum uyarılara karşı daha fazla hassasiyete sebep olmaktadır. Sonuç olarak, bu nöronlar sempatik sinir sistemini aşırı duyarlı hale getirecek kadar değişiklik göstermekte ve kan basıncının artmasına yol açarak kalp hastalıklarının oluşumuna zemin hazırlamaktadır.

GRETCHEN REYNOLDS

Mustafa Kılınç Şifreleri