İklimle İlgili Büyük Resmi Görmek

Başkan Obama'nın geçtiğimiz ay "İklim değişikliği bir gerçektir" şeklinde fikrini beyan ettiği anlarda, Atlanta'da buz şeritlerine dönen yollarda evlerine ulaşma mücadelesi veren binlerce sürücü zorlu kış koşullarına maruz kalmaktaydı. Başkan ulusa sesleniş konuşmasını yaparken, hükümet binasının dışında kesik kesik kar yağıyordu. O geceden sonra sıcaklık en düşük seviyeye ulaştı. Washington'da eksi 11, New York'ta eksi 10, Chicago'da eksi 17 ve Minneapolis'te eksi 14 derece olan hava sıcaklıkları ocak ayının başlarındaki düşük sıcaklıklara kıyasla gerçekten yüksekti. Obama'nın bu beyanı, meclisteki iklim değişikliğini inkâr eden şahıslardan tepki aldı ve Twitter'da alay konusu oldu. Cato Enstitüsü'nden Patrick J. Michaels "Başkan 'iklim değişikliğinden' bahseder etmez hükümet binasının olduğu tepeye kar yağmaya başladı"diyor. Güldüğünüzü tahmin etmek zor değil ancak çoğu kişinin sorduğu soruyu sormak için bilimsel ideoloji karşıtı olmak zorunda değilsiniz. Şayet dünya gerçekten ısınıyorsa, nasıl bu kadar soğuk olabiliyor? Öncelikle, iklim ile havanın aynı şey olmadığını bilmemiz gerekiyor. Ancak "bir şey bizim başımıza geliyorsa, her yerde aynı şekilde gerçekleşiyordur" şeklinde düşünmeye eğilimliyiz. Bilim adamları küresel ısınmadan bahsediyor; zira ısınma dünya hakkında, üstelik de uzun vadeli. Amerika Birleşik Devletleri yeryüzünün yüzde ikisinden daha az alan kaplıyor. Şayet tüm ülke donsa bile bu küresel sıcaklıkları çok fazla etkilemezdi. Bu yıl sert geçen kış Amerika'nın sadece bir kısmını etkiliyor. Alaska ise kış mevsiminin çoğunu resmen ılık geçiriyor. Benzer şekilde Rusya, Kanada ve Avrupa'nın çoğu kesimlerinde kış tuhaf bir şekilde ılık geçiyor. Çok az sayıda bilim adamı Londra'da 10 derece düşen sıcaklıkların ve Minneapolis'teki soğuk havaların iklim değişikliğinin bir sonucu olabileceğini düşünüyor. Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzlarının azalmasının soğuk havayı kutbun yakınlarında sıkıştıran; yani dışarı çıkmasını engelleyen hava modelinin istikrarını bozduğunu iddia ediyorlar. Bu hava modeli kutup girdabı olarak; girdabın bir hava akışı olan sınırı ise jet akımı olarak biliniyor. Girdap zayıfladığında, jet akımı aşırı sıcak ve aşırı soğuk bölgeler oluşturabiliyor. Bu kışın arktik patlamalarına ilişkin ilginç olan kısım, patlamaların geçmiştekine oranla daha kısa sürmesi. San Diego Ulusal Meteoroloji Servisi'nden meteorolog Brandt Maxwell ve Colorado'daki Boulder Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi'nden Robert Henson bu konuda bazı kıyaslamalar yapıyor. 1976-77 kışında Chicago'da tam 43 gün boyunca sıcaklıklar eksilerde seyretmişti. Bu kış ise en uzun soğuklar sadece 11 gün sürdü. Arktik havanın olağandışı hissedildiği son 20 ila 30 yıldır, kışlar bir hayli yumuşak geçiyor. Henson, "Şayet son patlama olduğunda 10 yaşında idiyseniz, şimdi 40 yaşındasınızdır, bu da hayatınızın çok büyük bir kısmı"diyor. Soğuk havayla ilgili endişeler, insanların daha büyük meselelere bakışını da etkileyebilir. İnsan algısı üzerinde çalışan bilim adamları, dünyayı bu şekilde içgüdüsel ve dolaysız tecrübe edişimizin, ilgili sorunlara yönelik yargılarımızı etkileyebileceğini tespit etti. Bir araştırmaya göre, normalden daha sıcak hissedilen bir günde insanlar küresel ısınmanın gerçek olduğunu daha fazla ifade ediyorlar. Neyse ki, dünyanın dört bir yanına yerleştirilen gelişmiş termometreler var ve onlar bize gerçekten tutarlı bir öykü anlatıyor. Alanta'da hava ne kadar soğursa soğusun, dünya gerçekten ısınıyor.

JUSTIN GILLIS

Mustafa Kılınç Şifreleri